Gelişmiş gıda sanayine sahip Türkiye, önemli gıda üreticisi ülkeler arasında yer alıyor. Sektör, 17 milyar doları aşan gıda maddeleri ihracatı ile ülkemize önemli düzeyde döviz girdisi sağlıyor. Gıda maddeleri ithalatı da dikkate alındığında dış ticaretimiz 5 milyar dolar civarında fazla veriyor. TÜİK verilerine göre bu yılın ilk altı aylık döneminde de gıda maddeleri dış ticaretimiz 1,8 milyar dolar fazla verdi.
Tarımsal hammadde dış ticaretinde açık veriyoruz
Dört mevsimi bir arada yaşayan ülkemiz, bu özelliği dolayısıyla geniş bir biyolojik zenginliğe sahip olmasına karşın, gıda maddelerinin üretilmesine esas tarımsal hammadde dış ticaretinde ise büyük açık veriyor. TÜİK verilerine göre ithalata ödenen miktar 5 milyar doların üzerinde. Dış ticarette her yıl verilen açık da 5 milyar dolar civarında seyrediyor. Yılın ilk altı ayındaki tarımsal hammadde dış ticaretimiz ise 2,2 milyar dolar açık verdi.
Gıda maddeleri dış ticaretinden kazanılan döviz avantajını, tarımsal hammadde dış ticaretinde verdiğimiz açık aşağı çekiyor. Bu iki kalemin sonucunu yansıtan tarım ürünleri dış ticaretimiz ise son dört yılda toplamda sadece 520 milyon dolar fazla verebildi. Yılın ilk altı aylık bölümündeki açığımız ise 390 milyon dolar civarında gerçekleşmişti.
Tarım alanlarını kaybediyoruz
Gıda sanayimizin getirilerini toplum refahına dönüştürebilmenin yolu, tarımsal hammaddeyi de kendi topraklarımızda üretmemizden geçiyor. Ancak, son 14 yılda işlenen tarım arazilerimiz 4,2 milyon hektar, toplam tarım arazimiz de 3,5 milyon hektar küçüldü. Hollanda’nın toplam yüzölçümünün 4 milyon hektar olduğu dikkate alınırsa tarım arazilerimizdeki küçülme tehlikeli bir boyutta olduğu görülüyor. Tarımsal hammadde ithalatımızı en azından azaltabilmek adına tarım arazilerimizdeki küçülmeyi önlemek ve bu alanları tekrar üretimde kullanmak zorunluluğu vardır.