Silivri/İstanbul
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, sabah saatlerinde Arnavutköy’de başlattıkları İstanbul turunu Silivri’ye taşıdı. İlk olarak Silivri Seymen Çöp Gazı Enerji Üretim Tesisi’nde incelemelerde bulunan Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyet, daha sonra İBB tarafından tepeden tırnağa yenilenen Seymen Köyü Meydanı’nda köy sakinleriyle bir araya geldi. Çay eşliğinde yapılan sohbetin ardından Değirmenköy yakınlarındaki bir ayçiçek tarlasına giden Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu, tohumu İBB tarafından üreticiye ücretsiz verilen ürünün hasadının biçerdöverle yapılmasına tanıklık etti.
İstanbullu çiftçilere buğday tohumu ve mazot desteğini başlattılar
Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve beraberlerindeki heyetin Silivri’deki son durağı, Değirmenköy Meydanı oldu. Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu, burada yaptıkları konuşmaların ardından, “Ekmeklik Buğday Tohumu ve Mazot Desteğiyle Üreticinin Yanındayız” etkinliğine katıldı. Etkinlikte konuşan Kılıçdaroğlu, tarıma desteği nedeniyle İBB’ye ve İmamoğlu’na teşekkürlerini iletti. “Ekrem Başkan’ı dinlediniz. Gerçekten de İstanbullunun rahat etmesi için ister kırsalda, ister şehir merkezinde olsun, herkesin İstanbul'da huzur içinde yaşaması için elinden gelen bütün çabayı gösteriyor” diyen Kılıçdaroğlu, “O nedenle hepinizin huzurunda Ekrem Başkan'a teşekkür etmek, benim de görevimdir. Hakkını yemeyelim; diğer belediye başkanlarımızla aynı şekilde çalışıyorlar. Nitekim Ekrem Başkan da bunu vurguladı. Engel çıkarıyorlar; biliyorum. Engeller devam ediyor; bunları da biliyorum. Ama arkadaşlarıma şunu söyledim: Hangi engeli çıkarırlarsa çıkarsınlar, şikayet etmeyeceksiniz. Engeli aşacaksınız ve vatandaşla kucaklaşacaksınız. Onların taleplerini yerine getireceksiniz” şeklinde konuştu.
“Kırsalda çalışan kadınlar ve gençler sigortalı olacak”
İstanbul için yapılanları Türkiye için de yapacaklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Türkiye'de kırsalda çalışan kadınlar ve gençler, kırsalda çalıştıkları sürece sigortalı olacaklar. Sigorta primlerini devlet ödeyecek. Bizim hedeflerimizden birisi bu. Dolayısıyla kırsalda çalışan kadınlar, kırsalda çalışan gençler mutlu olmuyorlar. Sosyal güvenlikleri sağlanmıyor. Gençler alın terinin karşılığını alamadıkları için, büyük kentlerin varoşlarında ‘Acaba asgari ücretle bir iş bulabilir miyim’ diye oturuyor, uğraşıyor, çalışıyor. Toprağını terk ediyor. Çiftçiyi, üretici, balıkçıyı, besiciyi toprağa küstürürseniz, denize küstürürseniz, o millet aç kalır. Sizler üretmediğiniz takdirde, 85 milyon insan olarak biz, gideceğiz buğdayı, arpayı, yulafı, mısırı, eti, canlı hayvanı, nohutu, mercimeği dışarıdan alıyoruz. Niye dışarıdan alıyoruz? Bereketli topraklarımız var. Çalışkan insanlarımız var. Üretiyorlar ama emeklerini karşılığını alamadığı zaman, toprakğa kesiyorlar. ‘Ekmeyeceğim’ diyorlar.
“Oysa Ekrem Başkan aylardır süt dağıtıyordu…”
İktidar kanadının seçimlerden önce, “Bakın ha! CHP'li belediyelere oy verirseniz, yardımlar kesilir. Bir daha yardım alamazsınız’ diyorlardı” sözlerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Sizler bunlara inanmadınız ve o belediye başkanlarına destek verdiniz. Onlar seçimle geldiler. Makamlarına oturdular. Bırakın yardımları kesmeyi, onların bir dönem gözümüze soka soka yaptıkları yardımların çok daha fazlasını, hiç kimseyi rahatsız etmeden yapmaya başladı belediye başkanlarımız. Ekrem Başkanımız söyledi. Ne dedi? 172 bin evladımıza süt veriyoruz. Söz verdi ‘Vereceğim’ diye. Aradan bir süre geçti, Başkan seçildi. Birisi dedi ki hani, ‘Siz süt sözü vermiştiniz çocuklara. Neden süt dağıtmıyorsunuz’ diye. Oysa Ekrem Başkan, aylardır süt dağıtıyordu. Ama bunu politik bir malzeme haline getirmedi. Hiç kimsenin yoksulluğunu teşhir etmedi. Kimin fakir olup olmadığını, insan onurunu koruyarak, saklamaya çalıştı. Süte ihtiyaç olan her eve sütü götürdü ve teslim etti. Bizim inancımızın ve ahlakımızın da gereği olan, sağ elin verdiğini sol el görmedi. Onların yaptığı gibi yapmıyoruz. Biz, insan onurunu koruyarak, insan haysiyetini koruyarak bunların tamamını yapıyoruz” dedi.
“Siyaset, zenginleşme aracı değildir”
Kendi iktidarları döneminde tarıma ve üretime verecekleri destekleri sıralayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Bu ülkede herkesin ürettiği, herkesin kazandığı, her evde huzurun olduğu, her evde bereketin olduğu, kavganın olmadığı bir Türkiye'de yaşamak istiyoruz. Kimlikler üzerinden siyaset değil, inançlar üzerinden siyaset değil, yaşam tarzı üzerinden siyaset değil, ahlak temelli bir siyaset yapmak istiyoruz. Siyaset, vatandaşa hizmet etme alanıdır. Biz, size hizmet etmek istiyoruz. Siyaset, zenginleşme aracı değildir. Siyaset, köşeyi dönme aracı değildir. Siyasete giren kişiler, halkın paralarını, sizlerin paralarını alıp, bir avuç kişiye veremezler. Yani beşli çetelere, sizlerin milyar dolarlarınızı veremezler. O paraları da alacağım. Hiç endişe etmeyin. Alacağım derken, zorla değil. Adaletle alacağım. Haksızlık varsa, milleti soyuyorsanız, ‘Efendim Bay Kemal bunu seyretsin. Seyreder miyiz? Yemezler. Seyretmem. Paraların tamamını alacağım. Bu milletin hakkıdır. Bu millete vereceğim.”
İmamoğlu: “ortalama çiftçi yaşı 58 oldu”
Türkiye’nin geçmişte tarımsal üretim anlamında kendi kendine yetebilen nadir ülkelerden birisi olduğunu hatırlatan İmamoğlu, “Ama Türkiye, son yıllarda ısrarla uygulanan yanlış politikalarla maalesef dışarıya bağımlı hale geldi. Son birkaç yılda hızla artan girdi fiyatları ise, bu işin son dönemde ne yazık ki tuzu biberi oldu ve bizi çok ama çok negatifi etkiliyor” dedi. Türk çiftçisinin hayatından memnun olmadığını dile getiren İmamoğlu, “Nüfusumuz hızla artarken, çiftçi sayımız ve işlenen tarım alanı miktarımız gittikçe daha da azalıyor. Ortalama çiftçi yaşı elli sekiz olmuş. Yani çiftçilikle uğraşan vatandaşlarımızın yaş ortalaması yukarıya doğru tırmanmış. Köyler boşalmış, kentler yaşanamaz hale gelmiş. Diğer taraftan, kentlerde gıda fiyatları adeta füze gibi yükselmiş, vatandaşımız en temel gıda maddelerine bile ulaşmakta çok ama çok güçlük çekiyor” tespitlerinde bulundu.
“Doğru politikalarla bu gidişin düzeltilmesi mümkün”
“Memleket, nasıl yanlış politikalarla bu hale getirildiyse, doğru politikalarla da bu gidişin düzeltilmesi mümkün” diyen İmamoğlu, “İBB olarak, göreve geldiğimiz günden bu yana, tarım ve kırsal alan çalışmalarına çok büyük önem verdik. İstedik ki çiftçimiz, bu düzenin altında kalıp ezilmesin. Tarlalarımız yeşil kalsın ve betonlaşmasın. İstanbullu hemşehrilerimiz, kendilerini bu anlamda, kırsalda yalnız hissetmesin. Bu kapsamda, bugün sizlerle İstanbul Büyükşehir Belediyemiz’in iki önemli tarımsal destek uygulamasını başlatmak üzere bir araya gelmiş durumdayız. Buraya gelmeden önce Genel Başkanımızla birlikte ayçiçek tarlasına uğradık ve biçerdöverle sizler adına hasat yaptık. Gururla söylemek istiyorum ki, İstanbul sınırları içerisinde, kafasını kaldıran her iki günebakandan birisinin tohumunu İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak vermekten gurur duyuyoruz. Dağıttığımız 2 bin 540 torba ayçiçeği tohumu, tam 69 bin dekar alana ekildi. Bu desteğin belediyemize finansman maliyeti, 6 milyon lira oldu” bilgilerini paylaştı.
“Dağıtılacak buğday tohumlarının İBB’ye maliyeti 25 Milyon TL”
Türkiye’nin son yıllarda buğdayı da ithal etmeye başladığını hatırlatan İmamoğlu, “Yılda 17-18 milyon ton üretiyoruz. Buna karşılık 10 milyon ton da buğdayı ithal ediyoruz. Peki sorunun temelinde ne var? Girdi fiyatları çok yüksek. Buna karşılık üretilen ürün de ederini bulamıyor. Ayrıca ülkemizde, dünyanın yaşadığının çok üzerinde de bir gıda enflasyonu yaşanıyor. Tüketici ekmek fiyatına yetişmekte bile zorlanıyor. İşte bu koşullar altında Büyükşehir Belediyemiz, her boyutunu düşünerek bir buğday ve ekmek politikasını tarladaki üretiminden, tohumdan başlayarak fırındaki ekmeğine kadar süren bir uygulamayı hayata geçirdi. Öncelikle arkadaşlarımız, bölgeye adaptasyonu ve verimi yüksek çeşitlere yönelik deneme ekimleri yaptı. 6-7 çeşit ekim yapıldı. Ve en maksimum hangisinin verimli ve kaliteli olduğuna bakıldı. Bugün burada, 1545 ton yüksek verimli yerli hibe ekmeklik buğday tohumu dağıtımına sizinle birlikte başlıyor olacağız. Dağıtılacak tohumlar, tam 62 bin dekara dikilecek. Bunun da Büyükşehir Belediyemiz’e maliyeti, yaklaşık 25 milyon lira düzeyinde. Küçük ve orta ölçekli çiftçilerimizin buğdaylarını, önümüzdeki sene Büyükşehir Belediyesi olarak satın almaya da devam edeceğiz” dedi.
“Satın almalarla üreticiye 25 milyon lira ödeme yaptık”
Halk Ekmek olarak, belediyecilik tarihinde ilk olan uygulamayla, doğrudan üreticiden 7 bin 219 ton buğday satın aldıklarını kaydeden İmamoğlu, “Piyasa fiyatının üzerinde verdiğimiz fiyatla da hem üreticimizin nakit ihtiyacını karşılamış olduk hem de piyasaya düzen getirdik. Böylece kimse, çiftçinin alın terini istismar etmeye de kalkışamadı. Bu satın almalar karşısında belediyemiz olarak, üreticiye yaklaşık 52 milyon lira ödeme yaptık. Alın terinin karşılığıdır. Üreten ve bizimle bu yolculuğa çıkıp bize güvenen çiftçilerimize de yürekten teşekkür ediyorum” diye konuştu. Tarımı destekleme kapsamında 100 bin tonluk depo yapımına başlayacaklarının müjdesini veren İmamoğlu, “Depo yapımının belediyemize yaklaşık 215 milyon lira civarında bir maliyeti olacak” bilgisini paylaştı. Normal halk ekmeği yıl sonuna kadar 3 TL’den satmaya devam edeceklerini belirten İmamoğlu, “Fiyatların yükseldiği ortamda, vatandaşlarımızın yanında durmaya devam edeceğiz” dedi.
“4 milyon TL’lik destekle, 160 bin 700 litre mazotu vatandaşlarımızla buluşturacağız”
Bugün itibariyle farklı bir uygulamayı hayata geçirmeye başlayacaklarını kaydeden İmamoğlu, şunları söyledi:
“Bugün ilk defa belki de bir kurumun tankerleriyle beraber çiftçinin yanına gidip… Yani traktör buradan kalkacak, yardım almak için kilometrelerce gidecek, tekrar dönecek… Harcadığı mazotu var vesaire… Biz, onu bile düşünerek, tankerlerimizle buraya geldik. Mazotu bizzat buradan, tankerlerden çiftçimizin traktörünün deposuna ilk defa Genel Başkanımızla beraber akıtmanın da onurunu ve gururunu yaşayacağız. 4 milyon liralık bir destekle, 160 bin 700 litre mazot desteğini de vatandaşlarımızla buluşturacağız. Üreticimizin yanındayız. Kesinlikle çiftçinin üretmesi her türlü morali verme konusunda da kararlıyız. Beton ekonomisi ülkemizde çok büyüdü. Ama karşısında üretim ekonomisi olmadığı zaman nasıl bir tehdit altında olduğumuzu da hepimiz hissettik. Dolayısıyla biz, üretim ekonomisini savunmaya son süratle devam ediyor olacağız.”
“Tarım desteklerinin İbb'ye maliyeti 2,3 milyar lira”
“Bir çırpıda sayıverdiğimiz bu tarım desteklerinin Büyükşehir Belediyemize maliyeti, yaklaşık 2,3 milyar lira. Dağıttığımız 2 bin 500 ton yem desteği; 18 milyon litre sütü üreticiden alıp vatandaşımıza dağıtmamız; toplam sayısı 25 milyona ulaşan yazlık ve kışlık sebze fidemizi her yıl dağıttığımız gibi, artık kendi seralarımızda üretime başlamamız; Ziraat Odalarına ve kooperatiflere verdiğimiz makine ve ekipman desteği de bu rakama dahil değil değerli Genel Başkanım. Peki biz İstanbul gibi, son derece kısıtlı tarım alanlarında, bu gördüğünüz az kırsalında tarıma bu kadar destek olurken, merkezi idarenin, yani hükümetin 2022 yılında tüm Türkiye'de tarımı desteklediği rakamı, arkadaşlara dedim ki ‘Benimle paylaşın’: 29 milyar lira. Yani bizim sadece İstanbul'da, vatandaşımıza yaptığımız destek bile, bunun yüzde 10’u kadarını, hatta daha fazlasını yakalıyor. Biz, İstanbul'da bunu yapmışız. O zaman kesinlikle sormamız gerekir: Hükümet, bu ülkenin tarımını bu kadar az ve yetersiz desteklemeyi nasıl başarıyor? Büyükşehir Belediyesi, İstanbul tarımını bu bütçesiyle nasıl bu kadar yüksek oranda destekleyebiliyor? Bizim cevabımız buna net: Yandaşlara kaynak akıtan ya da anlamsız işlere ülkemizi sokup, anlamsız bir biçimde borçlandıran, üretimi değil, beton ekonomisi üzerine kurulu bir ülke var ederseniz, bu anlamda üreticiyi ne yazık ki zor duruma düşürür ve bu anlamda çiftçiyi destekleyemezsiniz.”
“Halkımızın memnun olduğunu görüyoruz”
Önceki İBB yönetiminin tarıma destekle ilgili tek bir gündem maddesi bulunmadığını aktaran İmamoğlu, “Biz, bunu başlattık. Yapılanlardan halkımızın memnun olduğunu görüyoruz. Sokakta vatandaşlarımızı, hemşehrilerimizi dinliyoruz. Kesinlikle buna ilgilerini ve desteklerini en üst seviyede yaşıyorum. Bu tablodan çiftçimiz mutlu, kırsalımızdaki insanımız mutlu. Ama bu kaynağımızı bu şekilde harcamamızın kendine dönüşünün farkında olduğu için de 16 milyon İstanbullu mutlu. O bakımdan ben, doğru yolda olduğumuzu görüyorum. Tabii ki bundan rahatsız olanlar olacak. Bizi engellemeye çalışanlar olacak. Ama biz bildiğimiz yolda, bu doğru yolda devam edeceğiz. Bu yolun sonunda, yalnızca 16 milyon İstanbullunun değil, tüm Türkiye'nin refahının olduğunun farkındayız. İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de ve bütün belediyelerimizde bu tarz tarım desteklerinin olduğunu gördükçe göğsümüz kabarıyor. Ve bir arada çok güzel işler yapıyoruz. Bunu geçen yıl ilkini yaptığımız İstanbul'daki tarım fuarında ispat etmiştik. İkincisini de bu yıl İzmir'de yaptığımızda, sanıyorum ki Türkiye'ye örnek olacak olan tarım uygulamalarını en iyi şekilde siz değerli Genel Başkanımızın önderliğinde bütün Türkiye'ye gösteriyor olacağız” şeklinde konuştu.
İmamoğlu’ndan Kılıçdaroğlu’na: 84 milyon yüreğine cesaret ekeceksiniz, umut biçeceksiniz
“Ama bir başka şeyi daha göstermemiz lazım Sayın Genel Başkanım” diyen İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’na şu sözlerle seslendi:
“O da Millet İttifakı'nın, altılı masanın ve sizin oradaki önderliğinizle beraber, önümüzdeki seçimden sonra Türkiye'nin her bir metrekaresine elbette ki adalet ekeceksiniz, refah ve mutluluk, huzur ve güven biçeceksiniz. Ama aynı zamanda 84 milyonun yüreğine cesaret ekeceksiniz, umut biçeceksiniz. Bunu biliyoruz. Bunu hep birlikte yaşayacağız. Bunun kaynağı olan bu demokrasi bütünlüğünü ortaya koyan size ve bütün altılı masanın içerisindeki partilerin liderlerine, şahsen yürekten teşekkür ediyoruz, hepinizin huzurunda saygıyla eğiliyoruz. Güzel bir yolculuk olsun hepimize. İşte bu inançla, belki de Türkiye'nin ihtiyacı olan tarımdaki büyümeyi de Millet İttifakı'nın ortaya koyacağı iktidar döneminde milletimize yaşatacağınıza inancımız tamdır. Bize bu heyecanı, bu inancı yaşattığınız için ve bugün bizimle birlikte mazot, buğday desteklerimizi başlatmak için buraya geldiğinizden ötürü saygıdeğer Genel Başkanıma, değerli yöneticilerimize ve bütün misafirlerimize, hemşehrilerimize yürekten teşekkür ediyorum.”
Rakamlarla İBB’nin tarım destekleri
İBB, geçimini tarımsal üretim yaparak kazanan ve ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayan çiftçilerimizin üretmeye devam etmeleri için desteklerine devam ediyor. İstanbul’da ilk defa 2020 yılında yazlık sebze fidesi desteği ile başlatılan desteklemeler, sonraki yıllarda artarak ve çeşitlenerek devam etti. İBB, bu yıl ilk defa ekmeklik buğday tohumu ve mazot desteğini de ekledi. Bu tohumlar, Silivri ve Çatalca ilçelerinin farklı mahallelerinde çiftçi şartlarında denemesi yapılmış, Halis ve Nusrat çeşitleridir. Her iki çeşit de hem İstanbul ve hem de Türkiye ortalamasının çok üzerinde bir verime sahip yerli tohumlardır. Toplam 10 ilçe 121 mahallede 2217 çiftçiye, 1.541,75 ton ekmeklik buğday tohumu desteği verilecek. Bu tohumlar 61.670 dekar alana ekilecek. Ayrıca 10 ilçe 128 mahallede 1.654 çiftçiye, 160.500 litre mazot desteği verilecek. 7 ilçe 86 mahallede 1.591 çiftçiye, 5.334.000 TL değerinde 2540 torba yağlık ayçiçeği tohumu desteği sağlandı. Bu tohumlar toplam 68.500 dekar alanda ekildi. İBB tarafından, 2022 yılında çiftçilere yapılan desteklerin toplam maliyeti buğday ve mazot desteği ile birlikte şu ana kadar 58.819.493 TL’dir.